Bugun...


Veli Tiryaki

facebook-paylas
Liyakat sorunu demokrasiyi tam uygulamakla çözülür.
Tarih: 06-03-2024 12:04:00 Güncelleme: 06-03-2024 12:19:00


Türkiyenin Kanayan Yarası Liyakat...

Kahramanmaraş merkezli depremlerde arama kurtarmada geciken AFAD'da yapılan liyakatsiz atamalar Türkiye gündeminin en çok konuşulan konulardan biri oldu.

O zaman Liyakat en çok konuşulan konu, İmamlık ve öğretmenlikten gelen kişilerin il müdürü yapıldığı açıklanmıştı.

Aydın İl Müdürü de içerisinde olduğu AFAD'da eğitimi ve uzmanlığı, arama ve kurtarma olmayan kişilerin İl Müdürü olarak görev yaptığı ortaya çıktı. 

AFAD Aydın İl Müdürü Ramazan Harman: Bilgi Belge Yönetimi mezunu, Gençlik ve Spor Bakanlığı eski şube müdürü olarak Aydında uzun süre görev yaptı. Aydında icraatleri ile hep tartışma konusu oldu.

AFAD İl Müdürlerinin arasında eski imamların yanı sıra radyoloji teknisyeni, anestezi teknisyeni, öğretmenler de bulunuyor. Tekirdağ AFAD İl Müdürü Recep Erol, Ensar Vakfı Tekirdağ Şube kurucusu, eski imam. Hakkari AFAD İl Müdürü Resul Karadeniz de imam hatip lisesi mezunu, Şemdinli İlçe Müftülüğü eski din görevlisi…

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü ile başlayan süreç, 2009’dan beri AFAD olarak devam etmektedir. Başta deprem ve orman yangınları olmak üzere AFAD olarak birçok farklı afetlere zamanında müdahale etmeye ve hasarı en aza indirmeye çalışıyor. Alanında uzman dünyanın en iyi kadrosuna sahip  AFAD neden kendi içerisinden değerleri Müdür olarak  atamıyor diye hep eleştiri konusu olurken Aydın’a 44 yıllık bilgi ve tecrübeye sahip Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli bir komutanı Yalçın Mumçu’yu AFAD Müdürü olarak atandı.  23 yıl önce Sivil Savunma Kolejinde tanımıştım,Deprem, çığ, heyelan, maden kazaları, orman yangınları ve sel gibi afetlerle de hep önemli görevleri başarıyla yürütmüştür. Aydında işte liyakat dedirten bir atama vesile olanları kutluyorum.

Aydın son dönemlerde kurum amirleri atamalarında da bir yanlıştan döndü. Aydını ve bölgeyi tanımayan kişiler Aydını tanımaya başladıklarında tayin olup gidiyorlardı. Son atamalarda Gerek Emniyet İl Müdürlüğüne gerekse Milli Eğitim il müdürlüğüne bölgeye yabancı olmayan il müdürleri ataması yapılarak bir yanlıştan dönülmüştür.


Liyakat, ülkemizin en derin sorunlarından birisidir.

 Muhafazakar ve İslami değerlere değer veren Ak Parti iktidarında Liyakat’a  dinimizin nasıl baktığını kısaca belirtmekte fayda var.

Liyakatin en özlü tanımı şudur: ”Liyakate göre icraat yapmak, elimizdeki iş ve görevleri en iyi şekilde yapabilecek yetenekteki kişilere vermektir”. Kur’an-ı Kerim’de bu konuyu işleyen çok ayet var. Ancak bir ayet var ki, onu uygulayan toplumlar hem kısa sürede refaha, demokrasiye ve zenginliğe ulaşırlar. Hem de dünya yarışında ön sıralarda olurlar. Ayet Nisa Suresi 58:İşi ehline veriniz, insanlara arasında adaletli davranınız. Bu ayet bizim dinimizin temel kaynağında var.

 İnsanın aklına şu gelir: Acaba bu muhteşem kuralı Müslümanlar uyguluyor mu? Anlamını bilsek de bilmesek de bu ayetleri hatimlerde okuyoruz. On binlerce din görevlimiz bunları okuyor. Hatta önemli bir kısmımız da anlamını biliyor. Ama ne yazık ki Türkiye dâhil bu muhteşem ayeti halkı Müslüman olan ülkeler uygulamıyor.

Peki, hangi milletler uyguluyor? Tabii ki demokrasinin işlediği ülkeler uyguluyor. Belki onların elinde böyle bir temel kaynak yoktur. Ama zaten “işi ehline vermek ve insanlar arasında adaletli davranmak” insan hakları arasında en temel haklardan birisidir. Bunu uyguluyorlar. Ülkemiz bu konuda şöyle davranıyor: KPSS gibi sınavlar yapıyor. Ardından Mülakat sınavı ile 90 ın üzerinden puan alan yerine 50 puan alan göreve alınıyor. İşte haksızlık  burada başlıyor.

 İlke olarak bu sınav liyakat belirlemek için yapılıyor. Ama buna hemen rezervler konuyor. Örneğin deniyor ki taban puan 60’dir. Bundan yukarısı yeterli sayılacaktır. Burada liyakat ihlali başlıyor. Yöneticilerin keyfine bırakılan bu aralık hemen sadece din ihlali değil, insan hakkı ihlali olarak kullanılıyor. Sınavda 100 alan atanamıyor, 60 alan yurttaş atanıyor.

 Ne olur ne olmaz bu hile tutmaz düşüncesi ile bir de bunun arkasına mülakat ekleniyor. Mülakat uygar ve demokratik ülkelerde bir yetenek belirleme yöntemidir. Bazı ülkeler bu eylemi kayıt altına alır. Bazıları da sınavı yapan personeline öylesine güvenir ki kayıt altına almayı düşünmez. Oysa mülakat sınavı bizim gibi ahlaken çökmüş ülkelerde liyakati ne olursa olsun kendi adamını almak için, yani hileyi katlamak için yapılmaktadır.

Bu hile öyle açıktan yapılıyor ki mülakatı yapanlar kayıt altına almıyor, hile bu insanlar için normal davranış olarak yansıyor. Dürüstlük ve gerçek Müslümanlık sahte bir yüz kazanıyor. Demokrasi ahlakına karar veren ülkeler din, ırk, akrabalık gibi kimliklere bakmadan “bu işi kim iyi yapar” ona bakıyor.

Sonuçta demokratik ülkeleri her işe özel olarak uyan liyakatli kimseler yönetiyor. Bizim Ülkemizde Dayısı olan eğitim ve liayakatı ikinci planda olan  kimseler yönetiyor.

Liyakat sorunu demokrasiyi tam uygulamakla çözülür.

Demokrasiler ise bu büyük öğretilere en uygun yönetim biçimidir. İslam dinine de en uygun yönetim biçimi demokrasidir.

“BATIYA GİTTİM İSLAMI GÖRDÜM. AMA ORADA MÜSLÜMAN YOKTU. DOĞUYA DÖNDÜM, BURADA MÜSLÜMAN VARDI, İSLAM YOKTU”.
Pakistan’lı düşünür Muhammed İkbal


 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Sizin İçin Yenileniyoruz. Sitemizi Nasıl Buldunuz


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI