Pazar günü İktidar Partisi Aydın, İstanbul ve Ankara başta 26 ilin adaylarını sonunda belirledi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem  İmamoğlu, Murat Kurum ile yarışa girecek. Şimdi İYİ Partinin çıkaracağı aday bekleniyor. İYİlerin adayı seçime asılacak birisimi yoksa 81 ilde müstakil ve özgür kararının gereğinimi yerine getirecek. Söylemedi demeyin  tansiyon her geçen gün biraz daha artacak.Peki seçim sadece bu iki isim arasında mı geçecek?

Sosyal Medya Erdoğanın ömür boyu Cumhurbaşkanlığı için Murat Kurum ile yarışa asılacak. Yani aslında imamoğlunun rakibi birazda Ekrem İmamoğlu olacak. Kurumun kazanması Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın önünü açaçak, ömür boyu Cumhurbaşkanlığını garentileyecek. Tersi durumda, yani İmamoğlu’nun kazanması halinde de, bir sonraki Cumhurbaşkanlığı için en büyük adayın İmamoğlu olacağı kesin.

 Diğer ifadesi ile 31 Mart İBB seçimi aslında Erdoğan ile İmamoğlu arasında olacak. Kim mi kazanır? Ona Emekliler karar verecek.

Murat Kurum seçilirse tek sorun kalıyor. Anayasa. Birde Anayasayı değiştirdikmi cumhurbaşkanının yeniden seçilme  engelini de aşmış olacağız. Birde AYM’nin de sınırlarını belirledik mi dikensiz gül bahçesi.

Gelelim milyonlarca emeklinin durumuna…

Seyyanen zam ve Enflasyona yakın zamlarla Ak Parti kendisine yakın gördüğü Memurlara fena denemeyecek oranlarda zam verdi. Memurları, kendi ifadesi ile enflasyona karşı ezdirmedi.

Peki diğer emekliler? Bu satırları yazarken hala bir karar çıkmadığı için bilemiyorum. Ama asgari ücretin epey altında kalan emekli maaşlarına baktığımda, ekonomi yönetiminin kulaklarını çok da hayırlı şekilde çınlatmadığını çok iyi biliyorum. Ben kendimden örnek vereyim emekli olduğumdan 16 küçük altına eş değer maaş alıyordım. Şimdi elimize geçmeyen sözde enflasyona ezdirmedikleri zamlarla bile  5 küçük altın alamıyorum.

Milyonlarca emekli sadece emekli maaşı ile yaşama tutunma kavgası verirken ve Türkiye’nin geleceği için yaşamsal öneme sahip olduğu varsayılan yerel seçimlere gidilirken hangi düzenlemelerle karşı karşıya geleceğiz?

Mevcut koşullar altında emeklilere bol keseden para vermek iktidarın tercihi olabilir. Peki ekonomi yönetimi bunu hoş karşılar mı? Şüphesiz hayır. Bir yandan daha sıkılaştırılmış bir para politikasından bahs edeceksiniz, öte yandan emeklileri mutlu edip oylarına talip olmak için Merkez Bankasını daha fazla para basmaya zorlayacaksınız. Bu yolla enflasyonu körükleyip, paranın alım gücünü daha da kötüleştireceksiniz.

AYM’ye, Kısaca Yargıya Darbe Ekonominin Kamburu…

Gelelim şu Anayasa Mahkemesi, Yargıtay çatışmasına. Sokaktaki çok sayıdaki emekli büyük ihtimalle yüksek yargı kavgasının cebindeki paranın değeri ile doğrudan ilişkili olduğunun farkında bile değil. “Bana ne, yesinler birbirlerini!” diye düşünüyor olabilirler. Ancak pek öyle değil. Anayasal sistemin tartışılır hale geldiği ülkemize ne yazık ki şu sıralar çok muhtaç olduğumuz yabancı sermaye gelmiyor. Gelmesi bir yana yerliler dahi kaçacak yollar arıyor. Bu durumda da yukarıda bahs ettiğimiz, Merkez Bankası’nın para basması dışında yol kalmıyor.

Hele Sayın Erdoğan’ın Can Atalay’ı terörist ilan ettiği son açıklamalarından sonra, sorunun iki yüksek yargı arasındaki kavgadan ibaret olmadığını ve ne yazık ki artık Türkiye’deki yargı bağımsızlığı söyleminin de hiç bir geçerliliği olmadığını da bir kez daha derinden hissediyoruz.

Evet 31 Mart seçimleri sadece bir yerel seçim olmakla sınırlı kalmayacak. Çok daha fazla anlamlar yüklenecek, fazlasıyla gergin bir ortamda gerçekleşecek.

Geçen seçim Kandille Pkk le geçmişti. Kaderini düzmece videolar belirlemişti. Şimdi Muhalefet Netanyahu oldu. Tabii Aym de verdiği hak ihlali ile Teröristleri destekleyen kurum konumunda…