Türkiye’de yargı tarafsızlığını yitirdi mi? Evet; yitirdi. Zira; siyasi, ekonomik ve ailesel çok önemli konularda yasaların tarafsızlığını değinmeyeceğiz, Hakimler, birilerinin emirleri ile maşa konumunda karar vermeleriyle adaleti resmen katletmektedirler.

   Siyasi konulara girmeden kendi sorunumu ilgilendiren “ SÜRESİZ YOKSULLUK NAFAKASI” nı gündeme getireceğim ve eksileriyle ve artılarıyla dilimin döndüğü, içinde bulunduğum zor durumun da farkında olduğum gerçeği ile sizlerle paylaşacağım. Amacım; ağlamak değil, Türkiye’nin en büyük sorunlarından olan ve birçok aile katliamlarına konu olan “SÜRESİZ YOKSULLUK NAFAKASI” nın adaletsizliğinin bir an önce kaldırılmasını amaçlıyorum. Tarafsız adalet sağlanmalı, aile bireyleri korunmalıdır. Sokaklarda her gün katledilen, şiddete uğrayan kadınlarımız korunmalıdır. Kamu oyunda, medyada, basında ve televizyon programlarında ahkam kesen yönetici, ilgili dernek ve vakıf yöneticileri sürekli yoksulluk nafakasının süresiz olmadığını, zaman içinde yoksullaşan tarafa kararların değişebileceğini ve bu konuda hakimlerin takdir yetkileriyle adil karar vereceklerini açıklamaktadırlar. Buraya kadar her şey güzel gidiyor gibi görünse de asıl görünmeyen okyanusun buzullarla kaplı diğer yüzünü gören kimse yok veya görüyorlarsa da görmemezlikten geliyorlar.

     Emekli Astsubayım, 20 yıl devlete ve vatana canımla, terimle ve kanımla hizmet etmişim, emekli olduğumda aldığım emekli maaşım o günkü şartlarda 3-4 asgari tutar maaşa karşılık gelse de, bugün ancak asgari ücrete yakın seyretmektedir.  Asgari ücret gerçek anlamda yeni işe giren birinin, işe giriş ilk maaşı olup, zamanla artması gerekmektedir. Oysa ülkemizde birilerinin saltanatı, saraylardaki şatafatlı yaşantılarını sağlamak için hep aynı bırakılmıştır. Bugün normal emekli maaşım 25000 tl. civarında olsa da, adaletsizliğin had safhada olduğu günümüzde 8800 tl. yoksulluk nafakasını ödemekteyim ve 20 yıldır böyle devam etmektedir. Maaşa % 19,5 zam yapan adaletsizlik, nafakaya 5 65 zam yapmış, adalet mi bu? Ben 25000 tl. maaştan 8800 tl. nafaka ödedikten sonra kalan 17000 tl. den 12000 tl. ev kirası ödüyorum, yetkililerin bir yerleri duyuyor mu? Tabi ki hayır. Bitmedi; elektrik faturası 750 tl., su parası 600 tl., doğalgaz, telefon ve apartman aidatları nasıl ödenecek soran var mı? Hayır. Bitmedi, 4 kişilik ailede mutfak masrafı, giyim, ulaşım masraflarını bu adam nasıl ödüyor diye soran var mı? Tabi ki hayır. Bu adam bu parayla geçinemiyorsa ne yapıyor diye soranlara da cevabım çalışmaya çalışıyorum, engellerle karşılaşıyorum. 2014 yılında geçirdiğim önemeli trafik kazası sonrası ölümden dönmenin bir yanda sevinci, bir yandan da keşke ölseydim de bu olumsuzlukları yaşamasaydım ve ailemde benim emekli maaşı alıp biraz rahat etseydi diye düşünmüyorum da değil ha !!! Geçen yıl kızım üniversite sınavlarını kazandı, ama maddi imkansızlıktan gönderemedim. Bu yıl İzmir’e taşındım, iş buldum ve parça parça da olsa çalışmaya başladım. Sağlığım ve tansiyon sorunlarım aşırı sıcaklarda çalışmama engel olduğu için işten zorunlu olarak çıkış yaptım ve şimdi işsizim ve kızımın üniversite yerleştirmesini kara kara düşünüyorum. Yerleştirildiği zaman nasıl okutabilirim diye!!! Adaletsiz yöneticiler, size soruyorum, bir yerleriniz duyuyor mu? Yeterin artık, birilerinden talimat, icazet almayı ve kendi tarafsız vicdani, hür iradenizle benim ve benim gibi aynı durumda olanlar için 5-6 yıl önce biz nafaka mağdurlarını da kapsayan ve tüm yargı, stk ve diğer kurum, kuruluşlara danışarak hazırladığınız ve en kısa sürede kanunlaştıracağız dediğiniz “399 sayılı komisyon kararı” nerede? Bu 399 sayılı komisyon raporu ve kararı sonrasında değişen her adalet bakanı ve her seçim sonrası cumhurbaşkanı ve başbakanlar hep söz verdi, bu saçmalığa son vereceğiz ve süresiz yoksulluk nafakasına 1-3 yıl gibi süre sınırı getireceğiz diye !!! 20 yıl önce boşandığımda gayet sağlıklı ve çalışma olanağı bulunan eski eşim isteseydi çalışabilirdi ve hayatını idame ettirebilirdi. 1-3 yıl kendine düzen kuruncaya kadar ödediğim nafaka sonrası ödediğim her kuruş nafaka haram ve dinimiz de haramı yasak etmiştir. Eğer ilgili yöneticiler, mağdur kadına destek olmak istiyorsa iş bulsun, sosyal yardım desteği sağlasın, dul maaşı bağlasın. Ama ne olursunuz beni özgür bıraksın artık. Ben adam öldürmedim, banka soymadım, sapıklık yapmadım ve en önemlisi devleti soymadım. Evlenmek kadar boşanmakta bir haktır ve boşandım, cezam süresiz değil, süreli olmalıydı ve bu süre bir tarafı zenginliğin içinde tutarken diğer tarafı sefalete itmemelidir.  65 yaşında sağlık sorunlarıma rağmen çalışmak zorunda olduğum gerçeği ile sorunlarımıza bir an önce çözüm bulunmalıdır.

Kalan 3-5 yıl ömrümü en azından huzur içinde geçirmek istiyorum, çok görmeyin. Banka borçları, kredi kartları ve borçlarıyla borç batağı içinde biri olarak devletin yöneticisi Cumhurbaşkanından özellikle talep ediyorum. Sözünüzü tutun ve bu Yoksulluk nafakasına son verilecek adımın atılması için talimatı acilen verin. Boşanan kadın süresiz yoksulluk nafakası alırken, tekrar evlenen erkeğin, aile birlikteliğini kurduğu kadını niye düşünmüyor bu devlet?