Milas’ın Çandır, Kurudere ve Eğridere Mahallesinde açılmak istenen maden ocakları için ÇED gerekli değildir raporuna karşı açılan davada bilirkişi incelemesi yapıldı. Avukat Mutlu Çakır, inceleme öncesinde yaptığı açıklamada “ÇED gerekli değildir raporu verildi. Bu raporu hazırlayan şirketle ruhsatı alan şirketin sahipleri aynı kişi, yetkilisi aynı kişi! Tuhaflıklar işte buradan başlıyor” dedi.

Çandır, Kurudere ve Eğridere Mahallesiyle birlikte bazı mahalleleri etkileyeceği belirtilen Boksit madeni çıkarmak amacıyla açılmak istenen maden ocakları için ÇED gerekli değildir raporu verildi. Rapor sonrasında mahalleliler tarafından karşı dava açıldı. O dava ile ilgili bilirkişi incelemesi yapıldı.

İnceleme öncesinde Çandır, Kurudere ve Eğridere Mahallesi sakinleri Çandır Mahallesi girişinde bir araya geldi. Mahalleliler adına açıklama yapan Avukat Mutlu Çakır, dava ile ilgili tuhaflıkların ÇED raporunu hazırlayan ve maden ruhsatı alan şirketlerin aynı kişilere ait olmasıyla başladığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Bu bölgede ocak olarak çıkarılacak yerlerle ilgili 3 tane belirlenmiş alan var. Bu alanlar Çandır, Kurudere Eğridere mahallesini kapsıyor. Danışment‘in üstünde zaten hâlihazırda bir tane mevcut maden çalışıyor ama buradaki açılması düşünülen maden ocakları, hem yöredeki insanların geçmişten bugüne kadar süren hayatlarını, hem de bundan sonraki geleceğini yok etme tehlikesi olan çok ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Neden derseniz süreci takip ettiğimizde şunu görüyoruz. Bu ruhsatlar için ön izin alınırken ÇED gerekli değildir raporu verilir. Şimdi bu raporu hazırlayan şirketle ruhsatı alan şirketin sahipleri aynı kişi, yetkilisi aynı kişi! Tuhaflıklar buradan başlıyor. Yani buraya ben bir maden ocağı açacağım ama bu maden ocağının herhangi bir şekilde çevreye zararı olmayacak diye rapor veren şirketle maden şirketi aynı kişiye ait! ÇED gerekli değildir raporunda, yöredeki, bu coğrafyadaki gerçeklerle taban tabana zıt tespitler var. Neredeyse tamamen hayal mahsulü diyeceğimiz şeyler var. Yani neredeyse sulu tarım yapılmıyor, yeraltı suyu kaynağı yok, Tatlısu kaynakları yok gibi…  Bakın bu projelerin içinde kalan yerde birinci derece hem doğal, hem tarihi alanlar mevcut. Zeytinliklerin ve yerleşim yerinin neredeyse 90-100 metre yakınından başlayan alanlarda biz buradan yılda 500 bin ton boksit çıkaracağız diye ruhsat almaya çalışıyorsunuz. bunun en az 2, 3 katı çıkacak. Yan ürünler ile beraber bir hesaplamasını yapmıştık yılda 150.000 kamyon şu daracık yollardan geçecek. Bu alanların açılması, açık işletmenin yapılabilmesi için dinamitle TNT ile patlatma yapılacak. Bu patlatmalarla yeraltı sularının tehlikeye girmesi, çıkacak olan tozlarla çevre kirliliği ile ses kirliliği ayrıca 400, 500 yaşında zeytin ağaçlarının bulunduğu alandaki tüm zeytin ağaçlarının verimliliğinin düşmesiyle buradaki doğanın dengesi tamamen bozulacak ve keşif yapacağımız doğa harikası yerler yaşanmaz hale gelecek.

“ZEYTİNLİKLERİN İÇİNE MADEN SAHASI AÇMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ!”

Avukat Çakır çıkartılacak madenin, hammadde olarak ihraç edileceğini bu nedenle madenin cefasını yöre halkının çekeceğini belirterek şunları kaydetti:  “Boksit madeni ham olarak çıkartılıp Güllük limanından gemiye yüklenip yurtdışına gönderilecek. Yani herhangi bir katma değeri çok fazla olmayacak şekilde üretilecek.

“AKBELEN’DEKİ GİBİ BU MAHALLELERİN TAHLİYE EDİLMESİ BİLE GÜNDEME GELEBİLECEK!”

Umut Çakır ayrıca maden sahalarının açılması durumunda zamanla genişleyerek mahallelerin bile tahliye edilebileceğine vurgu yaparak bölgenin yeni bir Akbelen haline gelebileceğini söyledi: “Belki bu köyden aynı Akbelen‘deki gibi aşama aşama alanlar genişletilerek bu bölgedeki köylerin tamamen tahliye edilmesi bile gündeme gelebilecek ilerleyen süreçte! O yüzden biz diyoruz ki bakın ilk düğmeyi yanlış iliklemişsiniz! İlk düğme nedir, buraya ÇED gereklidir kardeşim! Zeytinliğin 3 km yanına zeytinyağı fabrikası dışında tesis kuramazsın! Maden ocağı açamazsın! Sen içini açıyorsun zeytinin içine maden ocağı açmaya çalışıyorsun! Bu doğal yaşamı mahvediyorsun! Endemik türler var, 30, 40 küsur sadece burada yetişen türler. Onların hepsini kazıyacaksın, sürükleyeceksin, buradan atacaksın! İnsanların geçim kaynaklarını yeraltı sularını falan hepsini kaçıracaksın. Dinamit patlamaları ile burayı yaşanmaz bir cehenneme çevireceksin ve bunu ÇED bile gerekli değildir diye yapacaksın!”