Türkiye'nin en büyük ekonomik sorunlarının başında "ömür boyu yoksulluk nafakası" geliyor.  Uzun yıllardır boşandığı eski eşine "süresiz yoksulluk nafakası" ödemekten yoksulluk sınırı altında açlık yaşayan bireylerin sorunları ailelerin şiddetli geçimsizliklerine neden oluyor. 1988 yılına kadar bir yıl ile sınırlı olan yoksulluk nafakası, dinimizce de kadının iddet süresi olan 4 ay ile sınırlıydı. Oysa 1988 yılında dönemin hükümetinin vatandaşını düşünmeyen bu yasayı çıkarmasıyla yoksulluk nafakası adı " ömür boyu/süresiz yoksulluk nafakası" olarak değiştirilmiştir. Bir gün evli kaldığı halde yıllardır yoksulluk nafakası ödemek zorunda bırakılan bireyler, yaptıkları ikinci evliliklerinde de nafaka ödemek zorunda kaldıklarından ekonomik sıkıntılar yaşamakta, hatta bu durum şiddetli geçimsizliklere ve boşanmalara yol açmaktadır. Boşandığı için yıllardır nafakaödemek zorunda olan bir nafaka mağduru, "evlenmek ne kadar hak ise boşanmakta haktır, boşanmayıpta şiddetli geçimsizliğin sonucunda cinnet mi geçirmeliydim, şiddet mi uygulamalıydım, yoksa cinnet geçirip cinayet mi işlemeliydim. Boşanmakla suç işlemedim, hakkımı kullandım. Ömür boyu nafaka ödeme cezasıyla cezalandırmak insan haklarına aykırıdır, ömür boyu yoksulluk nafakası acilen kaldırılmalıdır. dedi ve 20 yıldır yoksulluk nafakası ödemekten bırakın yoksulluğu, açlıktan, ailemi geçindirememekten cinnet geçirmek üzereyim." dedi. Bu konuda T.B.B.M. açılır açılmaz bu konunun ele alınmasını ve acilen çözüm getirilmesini tüm ülke mağdurları olarak bekliyoruz. Yoksulluk nafakası, mağdurun kendine bir düzen kuruncaya kadar bir güvence olmakla birlikte ömür boyu bir hak olmamalıdır. Nafaka alan birey, devletin ilgili birimleri tarafından sahip çıkılmalı, iş bulmaya yönlendirilmeli, eğer çalışamayacak kadar engelli, yaşlı ve çalışamaz durumdaysa devletin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından sosyal (maddi ve manevi destek) destek sağlanmalı ve sorumluluk devlet tarafından üstlenmelidir. Boşanmış, yıllardır nafaka ödemek zorunda bırakılan bireyler sosyal güvence olarak görülmemelidir.